İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’dan Enflasyon ve Sanayi Sektörü Üzerine Açıklamalar
İSO Başkanı Bahçıvan’dan Enflasyon ve Sanayi Sektörü Açıklamaları
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, son 20 yılda tüketici alışkanlıklarının değişmesi nedeniyle yaşanan enflasyonun, geçmişteki enflasyon dönemlerinden oldukça farklı olduğunu vurguladı. Bahçıvan, “Sanayi sektörü, bu süreçte sorunun kaynağı kendisi olmadığı halde büyük bir bedel ödüyor,” şeklinde ifade etti.
İSO Meclisi’nin Ekim ayı olağan toplantısı, “Sanayicilerimizin; Üretim, Rekabet Gücümüzün Artması ve Sanayinin Dönüşümü için Düşünce, Öneri, Projeleri” ana gündemiyle Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıya Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da katıldı.
“Hatalı ekonomi politikaları enflasyonu yeniden gündeme getirdi”
Bahçıvan, yakın geçmişte uygulanan hatalı ekonomi politikalarının, toplumun her kesimi için büyük bir sıkıntı yaratan enflasyonu yeniden gündeme getirdiğini belirtti. Sanayinin, ekonominin genelinde yaşanan yavaşlamadan çok daha belirgin bir yavaşlama içinde olduğunu ifade etti. Bahçıvan, sanayicilerin hem küresel koşullardan hem de yerel sorunlardan kaynaklanan eş zamanlı bir stres yaşadığını dile getirdi.
Meclis toplantısında konuşan Bahçıvan, yaşanan enflasyonun geçmişten çok farklı olduğunu belirtti ve şu şekilde devam etti: “2025-2027 Orta Vadeli Program’da belirtilen hedefler, tutarlı bir stratejiyi ortaya koyuyor. Ancak geleneksel sektörlerimizin dinamiklerini de gözden kaçırmamak gerekiyor. PMI verilerinin de gösterdiği gibi uygulamaların sektörlerde yarattığı etkinin farkındalığının artması gerekiyor.”
Bahçıvan, birkaç yıl önce pandemi döneminde Türkiye sanayisinin nasıl büyük bir başarı hikayesi yazdığını ve bu süreçte üretimini aksatmadan gösterdiği fedakarlığı hatırlattı. Ancak, sanayi sektörünün bu dönemde sorunların kaynağı olmamasına rağmen büyük bir bedel ödediğini vurguladı. “Üstelik dünyadaki ekonomik durum da, dış pazarlara açılım ile toparlanma imkanı vermiyor,” dedi.
Sektörlere pozitif ayrımcılık çağrısı
Yaşanan süreçte rekabet gücünü her geçen gün kaybeden bazı sektörlere pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini ifade eden Bahçıvan, “Sektörlere ‘Ne yapalım, kendi yağınızda kavrulun, kendi başınızın çaresine bakın’ diyebilecek bir lüksümüz yoktur,” şeklinde uyardı. Başarı için kamu kesimi, özel sektör ve sivil toplumun gerekli özveriyi göstermesinin elzem olduğunu belirtti.
Vizyoner çalışmaların önemi
Bahçıvan, “Ekonomimizin yapısal sorunlardan kalıcı bir şekilde arınarak rekabet gücünü artırabilmesi için en temel ihtiyacımız, üretim hayatımızın yüksek katma değer, ileri teknoloji ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda köklü bir dönüşümden geçmesidir. Bakanlığımızın uzun yıllardan beri arzu ettiği vizyoner çalışmalarının bu ekonomik iklim altında yeterince heyecan uyandırmamasını şanssızlık olarak görüyoruz,” dedi.
“11 bine yakın firma teknoloji geliştirme çalışmaları yürütüyor”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin dünyada uygulanan en etkin Ar-Ge teşvik sistemiyle sıfırdan bir Ar-Ge ve inovasyon ekosistemi inşa ettiğini belirtti. “Sayıları 104’ü bulan teknoparklarımızda bugün 11 bine yakın firmamız teknoloji geliştirme çalışmaları yürütüyor. Özel sektörde yer alan 1.600’den fazla Ar-Ge ve tasarım merkezinde mühendislerimiz yüksek katma değerli üretim için çalışmalar yürütüyor,” dedi.
Kacır, “Devletler tarihi açısından kısa bir sürede, 22 yılda teknoloji geliştirme ve üretmede önemli kazanımlar elde ettik. Şimdi tüm bu kazanımlardan ve başarılardan aldığımız güvenle, güçlü üretim altyapımızı daha da kuvvetlendirecek adımları atıyoruz. Önümüzdeki dönemde üç büyük önceliğimiz bulunuyor: katma değerli üretim, yeşil ve dijital dönüşüm. Türk sanayinin bu üç ana sac ayağı üzerinde yükselmesi, rekabetçiliğinin artması adına; yüksek teknolojili ve katma değerli üretimi sürdürülebilir kılmak için çaba sarf edeceğiz,” şeklinde konuştu.
