Haberler

İsviçre-Türkiye Ticaret İlişkileri ve Yatırım Gelişmeleri

İsviçre-Türkiye Ticaret İlişkileri Üzerine Değerlendirmeler

Türkiye’de İsviçre Ticaret Odası Başkanı Arpat Şenocak, katıldığı Bloomberg HT yayınında İsviçre ile Türkiye arasındaki ticaret ve ekonomik gelişmelere dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Şenocak, iki yıl önce İsviçre-Türkiye arasındaki ticaret hacminin yaklaşık 4 milyar dolar civarında olduğunu hatırlatarak, “Özellikle değerli madenler ve kimya sektöründe yaşanan ciddi artışlar sayesinde 2022 yılında ticaret hacmimiz 16 milyar dolara yükseldi. Geçen yıl da yüzde 30 artış göstererek 2023’te 20 milyar dolara yakın bir seviyeye ulaştık. Bu hacimle birlikte İsviçre; Rusya, Çin ve Almanya’nın ardından Türkiye’nin dördüncü ticaret ortağı konumuna geldi” dedi.

Şenocak, “Karşılıklı ticarette geçen seneki yüksek artıştan sonra bir miktar yavaşlama olması muhtemel. İsviçre’den Türkiye’ye ihraç edilen ürünler arasında en önemli kalemler kimya ve ilaç. Bunu takiben saat ve mücevherat, makine ve metal ürünleri gelmektedir. Bizim İsviçre’ye ihraç ettiğimiz ürünler arasında ise yüzde 45 civarında tekstil, ardından otomotiv ve metal ürünleri ile tarım ürünleri yer alıyor” şeklinde konuştu.

Yatırım konusuna da değinen Şenocak, “İsviçre, Türkiye’nin 8. en büyük yatırımcısıdır ve genelde her zaman ilk 10 yatırımcı arasında yer almıştır. Son dönemdeki satın alma işlemlerine baktığımızda, finansal hizmetler, yapı malzemeleri ve sağlık sektörlerinin öne çıktığını görüyoruz. Ayrıca yiyecek-içecek, e-ticaret ve enerji alanında da birkaç yıl önce önemli satın almalar gerçekleşti. Bu yatırımlar, yeni yapılan satın almaların yanı sıra mevcut yatırımcıların var olan yatırımlarının üzerine eklediği yeni yatırımları da kapsamaktadır; bunlar arasında üretim kapasitesi artışı ve yeni fabrika açılışları da bulunmaktadır. Son dönemde herhangi bir İsviçreli yatırımcının Türkiye pazarından çıkışını görmedik; tam tersine burada yatırımlarını güçlendirmeye çalışıyorlar” dedi.

BRICS üyeliği ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Şenocak, “Bu konu bir süredir gündemdeydi ancak bu hafta daha somut gelişmeler yaşanıyor. BRICS, yapı itibarıyla bir işbirliği platformu olarak öne çıkıyor; bu, bir ekonomik blok oluşturuyor ama AB veya NATO ile karşılaştırılabilecek bir kurumsal yapısı veya yönetim şekli bulunmuyor. Dolayısıyla, birbirinin ikamesi değil, daha ziyade alternatif bir yapı olabilir. Türkiye’nin bazı ittifaklar ve işbirlikleri arayışında olması mantıklı. Eğer bu politikaları rasyonel bir şekilde yürütüyorsak ve menfaatlerimizi gözetiyorsak neden değerlendirilmesin? Türkiye’nin Avrupa ile olan ticaret ve yatırım ilişkisine baktığımızda, karşımızda demografik ve iktisadi olarak çok daha güçlü ülkeler bulunuyor. Bu nedenle, Türkiye olarak Avrupa ile birlikte daha stratejik bir konumda olma potansiyelimiz varken, diğer taraftaki potansiyelimizden emin değilim. Eğer o tarafta ticaret hacmini artıracak olanaklar varsa, neden olmasın; ancak kısa vadede Avrupa tarafı daha mantıklı görünüyor” şeklinde belirtti.

İlginizi Çekebilir  Rekabet Kurulu 2024 Yılında Uygulanan Cezalar ve Tüketici Bilgilendirmesi

Şenocak, gümrük konusuna da değinerek, “90’lı yıllardan itibaren Avrupa Birliği ile çok ayrıcalıklı bir konumdayız. Şimdi bunun güncellenmesi ve modernizasyonu görüşülüyor. Eğer Türkiye bunu başarabilirse, çok daha güçlü bir konuma gelmiş olur. Biz de yabancı ticaret odaları olarak, İsviçre başta olmak üzere Brüksel’de ETİC adı altında bir oluşum kurduk. Bu yapının amacı, Avrupalı kurumlarla temaslarımızı sürdürmek ve Avrupalı başkentlerle iletişim sağlamak, bu sayede yatırımlar açısından Türkiye’yi daha iyi anlatabilmektir. Bu kapsamda Türkiye’deki bakanlıklarla da yakın temas halindeyiz; Sanayi Bakanı ile bu hafta görüştük. Dolayısıyla, Türkiye lehine çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Umarız Gümrük Birliği konusunda olumlu gelişmeler yaşanır” dedi.

Son olarak, Türkiye’nin yatırım cazibesini artırması gerektiğini vurgulayan Şenocak, “Yatırımcıların buraya gelmesi ve mevcut yatırımları koruması için güçlü politikalar uygulamaya devam etmemiz önemlidir. Şu anda yatırımlar pozisyonlarını koruyor, ancak uzun vadede ne olacağı belirsiz. Ekonomik düzenimizdeki sıkıntıları gidermeliyiz. Şu anda pozitif bir ivme var ve bu istikrar önemlidir. Ülke olarak, yerli ve yabancı kurumların bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü ile güvenilir bir iş yapma zemini oluşturmalıyız. Türkiye’nin Avrupa’ya yakın bir üretim merkezi olarak konumlanması çok önemlidir. Bu sayede daha fazla yatırım çekerek hem yatırım hacmini artırabiliriz hem de buradan yapılan ihracat kalemlerindeki artışı sağlayabiliriz” şeklinde konuştu. Ayrıca, vize sorunlarının tüm şirketleri etkilediğine dikkat çekerek, “En az 2-3 ay bekleme süresi var ve vize garantisi yok. Biz de elimizden geldiğince firmalara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ancak, burada devletimizin ve kurumlarının bu meseleye öncelik verip bir çözüm bulmaları faydalı olacaktır. Bu durum gerçekten yurtdışına yatırım ve ticaret kabiliyetimizi kısıtlıyor” ifadelerini kullandı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu